DOLAR 38,0050 3.31%
EURO 41,7055 3.23%
ALTIN 3.713,563,74
BITCOIN 32365207,63%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

..
ÇOCUKLARIMIZA YAŞANABİLİR BİR İSTANBUL BIRAKALIM!

ÇOCUKLARIMIZA YAŞANABİLİR BİR İSTANBUL BIRAKALIM!

ABONE OL
24 Haziran 2023 23:05
ÇOCUKLARIMIZA YAŞANABİLİR BİR İSTANBUL BIRAKALIM!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstanbul Ticaret Odası 29 Nolu Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi’nin düzenlediği “Deprem ve İstanbul’un yeniden planlanması” konulu toplantısında konuşan Meclis Üyesi Metin Ağırman, sivil toplum kuruluşlarının önemine değinirken, yöresel derneklerin çokluğuna dikkat çekti.

‘Yöresel Günler’ adı altında yapılan etkinlileri eleştiren Ağırman, hemşehrilerinin belediye başkanı, milletvekili veya bakan olması için siyasi baskı oluşturabilecek örgütlenmeyi başaran sivil toplum kuruluşlarına, öncelikle yaşadıkları İstanbul’a sahip çıkması çağrısında bulunarak “Gelin bu noktada 81 ilinde içinde bulunduğu bir komisyon kuralım. Yaşadığımız yerin güvenli ve sağlıklı bir hale gelmesi ve de çocuklarımıza daha yaşanabilir bir İstanbul bırakmak için baskı oluşturalım,dedi.

İstanbul Ticaret Odası 29 Nolu Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi’nin düzenlediği “Deprem ve İstanbul’un yeniden planlanması” toplantısında konuşan Meclis Üyesi Metin Ağırman, sivil toplum kuruluşlarının önemine dikkat çekti.

‘Yöresel Günler’ adı altında yapılan etkinlikleri eleştiren Ağırman, hemşehrilerinin belediye başkanı, milletvekili veya bakan olması için siyasi baskı oluşturabilecek örgütlenmeyi başaran sivil toplum kuruluşlarına, öncelikle yaşadıkları İstanbul’a sahip çıkması çağrısında bulunarak “Gelin bu noktada 81 ilinde içinde bulunduğu bir komisyon kuralım. Yaşadığımız yerin güvenli ve sağlıklı bir hale gelmesi ve de çocuklarımıza daha yaşanabilir bir İstanbul bırakmak için baskı oluşturalım,dedi.

İstanbul’un acilen dönüşümü ve deprem gerçeğine dair Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri ve tüm bileşenlerin iş birliği içinde olması gerektiğini vurgulayan Mimar ve Mühendis Metin Ağırman, “Öncelikle kentsel dönüşümle ilgili yerel yönetimleride içine alan bir bakanlık kurulmalı” diyerek devam etti.

İşin uzmanlarının salonlarda konuşmasından öte, icra makamıda olması gerektiğini vurgulayan Ağırman, “Bizler Ticaret Odası’nda bir komiteyiz ve komitenin aldığı kararların uygulanabilmesi için yönetimden icazet almak zorundayız. Bu toplantıyı bile yönetimin verdiği onay doğrultusunda yapabiliyoruz. Bu komitedeki herkes dönüşüm ve yenilemedeki sorunları da, nasıl düzeleceğini de biliyor. Sadece müteahhitle yapı sahibini bir araya getirerek bu işlerin düzelemeyeceğini ise çok net biliyor. O zaman öncelikle bizlerin birbirine destek olmamız lazım” diyerek, İTO yönetimine atıfta bulundu.

DOĞRU ŞEYLER SÖYLÜYORUZ, YANLIŞ İŞLER YAPIYORUZ

Her zaman doğru şeyler söylendiğini ancak yanlış işler yapıldığını söyleyerek konulmasını sürdüren Metin Ağırman, toplumsal bir yıkım olduğunu ve bununla birlikte yapılmayanların üzerine gidilmeyen bir anlayışın da ülkemize hakim olduğunun altını çizdi. İstanbulun tarihine ve kültürüne sahip çıkan, aidiyet hissi ile bağlanan insan sayısının çok az olduğunu vurguladı.

İSTANBUL’U İSTANBULLU’LAR YÖNETMELİ

“Neden İstanbullular Günü yok” diye soran Metin Ağırman, İstanbul’da sayısı çok fazla olan hemşehri derneklerinin yaşadıkları kente olan sorumluluklarını bir tarafa bırakıp, siyasi arenada hemşehrilerini belediye başkanı, milletvekili, bakan vs olması için uğraştığını ifade eden Ağırman, öncelikle İstanbulluluk aidiyetinin kazanılması gerektiğini, İstanbul’u da İstanbullu’nun yönetmesi gerektiğini söyledi.

Olası bir İstanbul depreminde milyar dolarlarla ifade edilen bir ekonomik kaybın olacağını, ön görülen can kayıbını ise dillendirmek dahi istemediğini belirten Metin Ağırman, herkesin öncelikle yaşadığı kente sahip çıkması gerektiğini, seçtiği yöneticilere de seçim öncesi verdikleri vaadlerin hesabını sorması gerektiğini belirtti.

ASIL KONU YÖNETİM VE YÖNETİM ANLAYIŞIDIR

Hazine arazilerini imara açan yönetim anlayışının yanı sıra, aynı anlayışta olan kamu da var. Kamuya ait rezerv alanları hazineye değil, mutlaka yerel yönetimlere devredilmeli, İstanbul halkına iade edilmeli. Boşaltılan askeri alanları konut ve rezerv alanı olarak inşa edeceğini söyleyenler, bu alanlarda devleti ve kamuyu kurtarmak amacıyla gelir getirici inşaat faaliyetleri sürdürüyor. Devletin yapacağı başka iş mi kalmamış?

Nüfusunu dengede tutamayan toplumlar, topraklarınıda yönetemez. Asıl konu yönetim ve yönetim anlayışıdır. Yaşadığımız son seçimlere bakınca depremle ilgili çok konular konuşuldu. Birisi ‘Yarısı sizden yarısı bizden’ öteki, ‘tamamını veriyorum’ dedi.

Plan yönetmelikleriyle ve tadilatları ile beraber kanunlar çıkartılıyor. Oysa 3194 sayılı kanunla ilgili yapılacak o kadar çok şey varki. Örneğin Avcılar’daki plan notuyla Kartal’daki plan notu birbirini tutmuyor. Bu olay en başta eşitlik ilkesine aykırı ve keyfi uygulamalar var. Yerel yönetim imar planlarıyla ilgili bölgesinde düzenleme yapıyor, işin içine siyaset giriyor. Ne yazık ki ‘Ben yoksam oradaki insanlar ölsün’ şeklinde siyasi bir anlayış türemiş durumda.

Peki madem İstanbul’da 81 ilin temsilcisi var, neden öncelikle yaşadıkları yer olan İstanbul’a sahip çıkılmıyor? Gelin bu noktada 81 ilinde içinde olduğu bir komisyon kuralım, yaşadığımız yerleri güvenli ve sağlıklı bir hale çevirelim. Madem hepimizin hemşehrileri belediye başkanı, milletvekili, bakan, yönetici oluyor, bizde verdikleri sözleri tutmaları için baskı oluşturalım. Neden sivil toplum kuruluşları için bunu söylediğime gelince; madem örgütlenerek siyasi baskı oluşturulabiliyor, yaşadıkları yerler için de baskı oluşturmalılar. Çünkü bizim çocuklarımıza yaşanabilir bir İstanbul bırakmamız lazım.

BU KOMİTE SORUNLARI DA, NASIL DÜZELTİLECEĞİNİ DE BİLİYOR

Mülkiyet hakkı kutsaldır ve artık ihtisaslaştırılması gereken bir konudur. Kentsel dönüşüm ve deprem sorunu, kat sayısını düşürmekle, dikeyden yataya geçtim demekle olmaz. Öncelikle yerel yönetimleride içine alan bir bakanlık kurulmalı.

Sağlıklı ve güvenli konut projelerinin hayata geçmesi için de işin uzmanlarının bu salonlarda konuşmasından öte, icra makamıda olması lazım. Bizler Ticaret Odası’nda bir komiteyiz ve komitenin aldığı kararların uygulanabilmesi için yönetimden icazet almak zorundayız. Bu toplantıyı bile onların verdiği kararlar doğrultusunda yapabiliyoruz. O zaman birbirimize destek olmamız lazım. Bu komitedeki herkes sorunları ve nasıl düzeleceğini biliyor. Sadece müteahhitle yapı sahibini bir araya getirerek bu işler olmaz. Kamunun, yerel yönetimlerin ya da devletin bu işin üzerine gitmesi lazım. Tüm bunları da, kendi yağımızda kavrulayacağımızı bile bile bizi başkalarına mahkum edenlerin bizi götürdüğü yerin farkına varın diye söylüyorum.

Kentsel dönüşüm için gerekli olan paranın olduğunu ancak halkın güveneceği bir banka olmadığını biliyorum. Zaten halkın dönüşüm kredisi için bankaya gittiğinde ilk sorulan şey yaşı oluyor. 65 yaşına gelene de kredi verilmiyor. Bu da aşılması gereken bir konu değil midir?

Örneğin, Emlak GDO’nun, TOKİ’nin kurulma amacı neydi, ne oldu. Hepsinin yeniden yapılandırılması, yerel yönetimlerin tamamında da TOKİ benzeri yapılar kurulmalıdır. TOKİ sadece merkezin yönettiği, emir verdiği, istediği zaman plan yapan, imar vererek yapı inşa eden bir şekle dönüşmemelidir.

Türkiye’nin kalbi İstanbul’da, kentsel dönüşümle ilgili kurum ve kuruluşlardaki bozukluğu gidemezsek, bu güne kadar yaşadığımız olumsuz manzaralarla karşılaşmaya devam ederiz

Yazar

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.