Sevgili Belediye Başkanım, Sevgili Belediye Başkan Yardımcılarım, Sevgili İlçe Başkanım ve değerli yönetimi, Sevgili Gençlik Kolları Başkanım ve değerli yönetimi, Örgütümüzün omurgası ve tüm örgüt emekçilerimiz gibi laiklik bayrağını dimdik taşımaya ant içmiş pek sevgili Kadın Kolları Başkanım ve değerli yönetimi, Emekleri ve yoldaşlıkları sayesinde edinilen tüm zaferlerin başat mimarları olan siz değerli halkımız, hepinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlarım. Hikayemi anlatmadan önce şahsıma yabancı olduğunu düşündüklerim için çok kısa olmak kaydıyla biyografimi aktarmak istiyorum……….
Salonda bulunan herkesin haklı olarak bilmek istediği şey neden aday olduğum üzerinedir. Benim için Kartal Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanlığı bir makama eş tanımlanıyor olsa da, bunun çok ötesinde bir anlam teşkil ediyor. Bu anlamı oluşturan öykünün birçok kahramanı ve adını bilmediğimiz binlerce öznesi mevcuttur. Ve bu anlam ki binlerce yıllara yayılan kadın özgürlük mücadelesinin taşlarıyla döşeli bir hafızayı anımsatmayı şart koşuyor bizlere. Kadınların bugün rahatça kürsülerde haykırdıkları sesleri, uzun dönemler boyu her türlü baskı ve boyun eğirdirmeye karşı gösterdikleri karşı koyuşlar sonucu gürleşebilmiştir.
En çok da bundan ötürü her kadın, politika yapma cesaretini kuşanıp çıktığı tüm yollarda bu direniş dolu belleği sırtına alarak yürümelidir yolunu. Adını anamadığım tüm kadın yoldaşlarımın yolumuzu aydınlatan mücadele pratikleri, kadınların siyasi temsil hakkının ne kadar da zorlu koşulların aşılması sonucu elde edildiğinin kanıtı niteliğindedir. Ama biz bu konuda daha şanslı bir geleneğin özneleriyiz. Her tavrı ve nezaketiyle kadın mücadelelerine Önder olabilmiş bir liderin hala dipdiri olan gölgesinde siyaset yapıyor olmanın şansıdır bu sevgili yoldaşlar. Bilindiği gibi Millî Mücadele Dönemi’nde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, kadınların politika yapma hakkını meşru bir zemine çekmek adına Nezihe Muhiddin’in önderliğinde ‘’Kadınlar Halk Fırkası’’ adıyla siyasi bir partinin kurulmasına karar vermiş, Lakin bu partinin ömrü sekiz ay sürmüş, “1909 tarihli seçim kanununa göre kadınların siyasi temsilinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle de Türk Kadınlar Birliği adında bir derneğe evrilmiştir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çabalarıyla kadınlar lehine çok başarılı bir hak politikası izlenmiş, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Medeni Kanun gibi düzenlemelerle sosyal ve siyasal alanda Türkiyeli kadınlara sağlanan toplumsal eşitlik statüsü, çok geçmeden politik alandaki değişimleri tetiklemiş, ve bunun neticesinde 1930 yılında gerçekleşen Belediye Seçimlerinde kadınlar ilk defa İzmir ve İstanbul illerinin belediye meclislerine girme şansı yakalamıştır. 5 Aralık 1934 yılı Kadınların ilk kez oy kullanabildiği ve aday olabildiği, ve 17 Kadın yoldaşımızın milletvekili seçilerek meclise girdiği dönemlerin tarihidir. Kadınların siyasal temsil kazanma hakkı uzunca zikredilmesi gerekilen bir olgudur şüphesiz, ama ben sadece Cumhuriyet’in ve Önderimizin Kadınlar şahsında öncü olduğu birkaç pratiği anlatarak Atamızın biz Kadınlar için mahiyetini bir kez daha hatırlatmakla yetineceğim.
Hep yüksek sesle söylenmesi gerekir ki ; Atamızın bizi korkusuz kılan inancına tutunarak hem Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar yürüyüşünün en büyük paydaşı, hem de sömürüsüz ve barış dolu dünya düşüne vuslat herkesin omuzdaşı olmaya devam edecek kadınlar. Evet sevgili yoldaşlarım, Ulu Önderimizin açtığı yolda, kadınlar sözlerini özgürce söyleyebilme direnişini hala ve yılmaz bir inatla sürdürmeye devam ediyorlar. Hatırlarsınız ki biz kadınlar için yüzyılları bulan çağlardan bu değin, egemen ideoloji ve düşünce çerçevesinde kadının normal bir “insan” olup olmadığı, “akıllı varlıklar” arasında sınıflandırılıp sınıflandırılamayacağı bile tartışmalıydı. Patriyarka normları kadının aşağılanmasını ve köleleğini kutsuyor; kadının eksik bir yaratık olarak bedensel ve zihinsel bakımdan erkekten aşağı olduğunu, bu nedenle erkeğe karşı mutlak itaat ve boyun eğmeyle yükümlü bulunduğunu vaazediyordu. Ama biz tarihin yanlış akışı değiştirmek için politika yapan kadınlar olarak özgürlük yolundaki büyük yürüyüşümüzü tüm inadımızla sürdürüyoruz. Bu patikayı bizimle adımlayan dünyanın her yerindeki tüm kadınların kesin zaferi, egemen gerici kültürün toplumdaki etkisinin yok edilmesi ve kadınların siyaset yapma hakkına sahip çıkması sonucu gerçekleşecektir.
Çünkü bir kez daha anımsatmak gerekir ki kadınların bir toplumda ki özgürlük halleri, o toplumdaki tek tek tüm bireylerin özgürlük düzeyinin temel ölçütüdür. Akp iktidarıyla kadınlar için cehenneme çevrilen bir ülkede siyaset yapma hakkımıza sahip çıkmak, yarının kadınlara karşı olan sorumluluğumuz gereğidir. Yurtlarda tecavüz edilerek öldürülen küçük kız çocuklarının hesabı, bizi tüm gerici ve cinsiyetçi lahanetlerinin nesnesi kılmaya çalışanlara karşı bugün ve hemen sorulmalıdır. Kadın düşmanı politikaların en pervasızca peyda olduğu bir yönetim biçimini bize reva görenler, biz kadınların tükürüğünde tarihin çöplüğüne gönderilmeyi bekliyorlar. Yerel seçimlerle yakaladığımız demokrasi zaferimizin tacını genel seçimlerde edineceğimiz başarıyla ve tüm kadın düşmanı politikalarla bizi köleleştirmeye çalışanlara karşı atacağımız şiddetli bir tokatla hediye edeceğiz halkımıza. Kuramsal ve sıkıcı bir konuşma yapıp, sizleri sıkmak istemiyorum, lakin biz kadınlar olarak mücadelelerle bezeli bir tarihin omuzlarında yükselerek aldığımız yolun hiçbir zaman kolay olmadığını da anlatmakla yükümlüyüz. Bu sorumluluğun bilincini edinmiş bir Kadın yoldaşınız olarak, kadınların politik direniş tarihine yakışır bir tavırla Kartal Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı olmaya talibim sevgili partidaşlarım.
Bu onurlu yürüyüşüme destek olacak tüm partili yoldaşlarıma şimdiden şükranlarımı sunuyor, benimle beraber bu göreve talip olan tüm arkadaşlarıma da başarılar diliyorum. Her şey çocuklarımız için kuracağımız özgür yarınları daha da yakın kılabilmek içindir unutulmasın. Hepimizin başta kadınlar olmak üzere tüm herkese bahşedeceği demokratik ve eşit bir ülke armağanı için yapması gerekenler var. Ben yapmam gerekenleri yapmam için bugün burada konuşuyorum, ve yapmam gereken daha çok iş var. Bundan ötürü örgütüme yaslanarak ve sizin teveccühünüzle bu görevi tüm inancımla yapmaya hazır olduğumu bir kez daha belirtmek istiyorum. Konuşmamı tarihe mal olmuş bir direniş cümlesiyle bitirmek istiyorum: Ekmek, gül ve herkes için özgürlük ! Hepinize gösterdiğiniz sabırdan ötürü çok teşekkür eder, tekrar saygılarımı ve sevgilerimi sunarım.
TOPLUM
15 Temmuz 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.