Yeşil Mutabakat dünyanın geleceğinde insanlığa
yeni bir yol haritası öneriyor
Yaklaşık dört milyar yıldır canlılara ev sahipliği yapan mavi gezegenimizin sınırlı kaynakları, özellikle Sanayi Devrimi’nin ardından düşüncesizce kullanılmış, bunun bir sonucu olarak özellikle 1950’li yıllardan itibaren yüksek düzeyde artan karbon salınımı meydana gelmiştir. 1970’lerden başlayarak BM(Birleşmiş Milletler) öncülüğünde insanın doğa üzerindeki tahribatı ve bunun önlenmesine ilişkin çabalar, günümüzde yeşil ekonomiye geçiş için ülkeleri bekleyen zorlu bir süreç olarak karşımızda durmaktadır. Avrupa Birliği, “yeşil mutabakat”la birlikte yeşil ekonomide öncü rol oynamak için yeni bir strateji belirlerken, BM İklim Değişikliği Konferansı’nın 26. Toplantısında (COP 26) imzalanan anlaşmayla da emisyon oranlarının azaltılmasında fosil yakıtların kullanımının kısıtlanmasının yer alması ilk kez uluslararası bir sözleşmede bu konuya değinilmesi açsından önem taşımıştır. AB, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ile beraber ikili ilişkiler içinde olduğu ülkelere mutabakata uyum zorunluluğu getirmekte ve finansal bazı yaptırımlarla da bunu destekleyici politikalar belirlemektedir. Diğer yandan COP 26’da, ekonomileri kömüre dayalı bazı taraf ülkelerin anlaşmada fosil yakıtla ilgili ifadeye müdahale ederek değişiklik istemesi, fosil yakıtlardan tam anlamıyla vazgeçilemediğinin de bir göstergesi olarak belirmektedir.
Çevresel bozulma ve iklim değişikliğinin dünya için varoluşsal bir tehdit haline geldiğinden hareketle AB Komisyonu, Avrupa Birliği’ni kaynak verimli, rekabetçi bir ekonomiye dönüştürecek yeni bir büyüme stratejisi ortaya koyma sürecine girmiştir. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen tarafından 2019 Aralık ayında açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal), Avrupa Birliği ekonomisini daha sürdürülebilir ve daha yeşil bir seviyeye çıkarmayı amaçlayan iddialı bir politika paketi olarak sahnede yer almaktadır. Bu mutabakat, “İklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda Avrupa Birliği’nin (AB) önceki taahhütlerini daha geniş ve daha etkili bir şekilde yeniden düzenlemeyi amaçlayan bir yol haritasıdır” (İSO, 2021) şeklinde tanımlanmaktadır. Temelde, AB ekonomisini sürdürülebilir kılma planı olan Yeşil Mutabakat, yeşil ekonomiye geçiş ve iklim değişikliği ile mücadelede birlik ülkelerinin yanı sıra ticaret ve diğer alanlarda ilişki içinde olunan tüm ülkeleri ilgilendirmektedir (Ecer, Güner, Çetin, 2021:125).
Kapsamlı yeni bir vizyon
Mutabakatla birlikte AB, yüzyılımızın en büyük problemlerinden biri haline gelen iklim değişikliğine karşı bütüncül olduğu kadar çok daha kapsamlı ve desteklenmiş bir vizyon ortaya koymaktadır (Karakaya, 2021). Avrupa Yeşil Mutabakatı mevzuatta 2050’ye kadar iklim nötrlüğüne ilişkin uzun vadeli hedefi ve AB’nin sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine göre % 50-55 oranında azaltma çabasını içermektedir. Anlaşma, AB’yi adil, refahı yüksek, kaynakları verimli kullanan rekabetçi bir ekonomiye sahip bir topluma dönüştürmeyi amaçlamaktadır (UİB, 2021:2). Temiz enerji kullanımı, sürdürülebilir sanayi, yeşil inşaat, sürdürülebilir gıda, kirliliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir ulaşım ve biyoçeşitliliğin korunması mutabakatta ortaya konan hedefler arasında yer almaktadır (Dünya, 2021).
İkili ilişkilere yeniden bakış
Yeşil Mutabakatın; ekonomi, ticari ilişkiler, küresel enerji piyasası ve uluslararası rekabet gibi kulvarlarda önemli jeopolitik sonuçlarının olması öngörülmektedir. Anlaşma, sadece Avrupa Birliği ülkelerine değil, AB ile ikili ilişki içinde bulunan tüm ülkelere ekonomik, sosyal ve siyasi anlamda yükümlülükler getirmektedir. Yani AB’nin diğer ülkelerle olan ilişkilerini sektörel kriterler, iş modelleri ve vergiler ile yeniden yapılandırmayı amaçlamaktadır (Euronews, 2019). Çevre ile ilgili küresel sorunlar, sadece bir ülke ya da bölgenin çabalarıyla çözülemeyeceği için AB, bu mutabakat ile küresel bir iş birliği geliştirilmesi ve siyasi, finansal, sosyal ve çevresel konulardaki yeni yaklaşımların tüm dünyaya yayılması gerektiğine inanmaktadır. Örneğin, Avrupa’ya komşu olan Rusya ve Cezayir gibi ülkelerin, Avrupa enerji piyasasındaki değişikliklerin etkisini ilk aşamada hissedecek ülkeler arasında yer alacağı dile getirilmektedir. Bununla birlikte ABD (Amerika Birleşik Devletleri), Suudi Arabistan ve Çin dahil olmak üzere diğer küresel aktörlerin de, Yeşil Mutabakatın enerji piyasaları ve küresel ticaret üzerindeki etkisini hissetmeleri öngörülmektedir (Keleş, 2021).
Fosil yakıtlar sözleşmede
İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen 26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) ise ülkeler, iklim değişikliğine karşı alınacak bir dizi önlemi içeren anlaşmayı imzaladı. Anlaşmada, kömürün aşamalı olarak azaltılması taahhüdü, emisyon azaltma planlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal destek gibi önemli kararlar yer almaktadır (BBC, 2021). Ancak müzakereler sonucunda imzalanan anlaşmanın, Paris hedeflerini canlı tutmayı başarmasına karşın küresel ısınma ve etkilerini azaltma konusunda yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler de yer almaktadır. Örneğin filtresiz kömür kullanımının “kadameli olarak bırakılması” çağrısına, ekonomileri kömüre bağımlı olan Hindistan ve Çin karşı çıkmıştır. İki ülke son anda yaptıkları bir müdahaleyle çağrıda yer alan ifadenin “kademeli olarak azaltılması” şeklinde değiştirilmesini sağlamıştır (DW, 2021).
COP 26’da alınan önemli kararları şu kısa maddelerle özetlemek mümkündür (WWF, 2021):
Sonuç bildirgesine bir iklim zirvesinde ilk kez fosil yakıt kullanımının azaltılması girdi.
“Küresel Kömürden Temiz Enerjiye Geçiş Bildirgesi” kapsamında 46 ülke önümüzdeki 20 yıllık dönemde kömürden elektrik üretimine son vereceğini duyurdu.
Küresel çapta 130 trilyon dolar varlığı yöneten 450’den fazla finans kuruluşu, 2050 yılı itibariyle net sıfır emisyon hedeflerine ulaşılabilmesi doğrultusunda finansman sağlama taahhüdünde bulundu.
Karbon salınımının seyri
Bu aşamada karbon emisyon seyrinin yıllara göre incelenmesinde de yarar bulunmaktadır. Karbon salınımı ile ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde Sanayi Devrimi öncesinde emisyon oranının oldukça düşük olduğu ve 20. yüzyılın ortalarına kadar emisyon artışının göreceli olarak yavaş bir seyir takip ettiği gözlemlenmektedir. Fakat Şekil 1’den anlaşılacağı üzere 1950’de karbon salımının 6 milyar ton mertebesine eriştiği, 1990 yılında ise bu seviyenin yaklaşık 4 katına tırmanarak 22 milyar tona ulaştığı anlaşılmaktadır. Bu artış trendi son yıllarda yavaşlamış olsa da günümüzde her yıl yaklaşık 36 milyar ton karbon atmosfere salınmaktadır (Ritchie ve Roser, 2020; Aktaran: Güner, 2021).
Şekil 1. Dünya Geneli Yıllık Karbon Emisyonları (1751-2018), Global Carbon Project; Carbon Dioxide Information Analysis Centre (CDIAC), 2020; https://ourworldindata.org/grapher/annual-co-emissions-by-region?tab=chart&stackMode=absolute&time=earliest..latest&country=~OWID_WRL®ion=World (Ritchie & Roser, 2020).
Ortak gelecek için ortak çaba
AB, önümüzdeki 30 yılda iklim değişikliğine karşı gerçekleştirmeyi hedeflediği yol haritasını açıklayarak bunun yasal dayanağını oluşturan AB İklim Yasası’nda da uzlaşma sağladı. İkili ilişkiler içinde olduğu ülkelere de sorumluluklar getiren birlik, tüm dünyanın bu konuda yükümlülük alması gerektiğinin de somut örneği oldu. BM İklim Değişikliği Konferansı(COP26)’nda varılan anlaşmada ise fosil yakıtların ilk kez yer alması, insanlığın ortak geleceğinin güvence altına alınmasında umut vaadedici bir gelişme olarak görülüyor. Buna karşın sürdürülebilir eylem planlarının hayata geçirilmesi için daha çok yaptırım ya da girişimin olması gerektiği de önümüzde duran gerçekler arasında bulunuyor.
Kaynaklar
BBC TR (2021), COP26 İklim Zirvesi’nde varılan anlaşma neler öngörüyor?
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59277754
(Erişim tarihi: 18.12.2021)
DÜNYA (2021), Yeşil mutabakat nedir? https://www.dunya.com/surdurulebilir-dunya/yesil-mutabakat-nedir-haberi-637053 (Erişim tarihi, 20.12.2021)
DW (2021), İklim zirvesi beklentileri karşılamadı
https://www.dw.com/tr/iklim-zirvesi-beklentileri-kar%C5%9F%C4%B1lamad%C4%B1/a-59813691
(Erişim tarihi: 22.12.2021)
ECER Kübra, GÜNER Oğuz, ÇETİN Murat (2021), Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye Ekonomisinin Uyum Politikaları, İşletme ve İktisat Çalışmaları Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, s. 125-144.
EURONEWS TR (2019), AB’nin açıkladığı ‘Yeşil Anlaşma’ hangi maddeleri içeriyor?
https://tr.euronews.com/2019/12/11/ab-nin-acikladigi-yesil-anlasma-hangi-maddeleri-iceriyor
(Erişim tarhi: 20.12.2021)
GÜNER Gülçin Akturan (2021), Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Türk Hazirgiyim ve Konfeksiyon Sektörüne Etkisi, İTKİB Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi, s.2-16
İSO (2021), Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, İstanbul Sanayi Odası Sürdürülebilirlik Vizyonu
https://www.iso.org.tr/surdurulebilirlik/video-ab-yesil-mutabakat-iklim-degisikligi-turkiyeye-etkileri.html
(Erişim tarihi, 21.12.2021)
KARAKAYA Leyla (2021), Türkiye Yeşil Mutabakat’a Uyanıyor, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı
https://www.tepav.org.tr/tr/haberler/s/10329
(Erişim tarihi: 19.12.2021)
KELEŞ Suğun Şıvga(2021) Avrupa Yeşil Mutabakati, İzmir Ticaret Odasi İş Geliştirme Müdürlüğü, s.2-5.
UİB (2021), AB Yeşil Mutabakatı, Uludağ İhracatçı Birlikleri Ar-Ge Şubesi, s.2.
WWF (2021), COP26, 1.5 derece hedefini canlı tutmaya yetecek mi?
https://www.wwf.org.tr/?11460/COP26-15-derece-hedefini-canli-tutmaya-yetecek-mi-
(Erişim tarihi: 22.12.2021)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.