Yazar: Sultan Gören

  • TEŞEKKÜR

    Çok kıymetli canım annem ve babamın yakalanmış oldukları Covid-19 virüs sebebiyle tedavi altına alındıkları Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi Acil Tıp biriminde; annem ve babam ile birebir ilgilenip yatış için ikna eden Dr. Davut KAPLAN, enfeksiyon servisin de yatarken izlenimini yapan enfeksiyon hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle ERDEMLİ, enfeksiyon-9 sorumlu hemşiresi Canan Kayacı ve ekibinde ki Hülya, Hatice, Ayfer, Ayşegül, Nurhan, Şengül ve ismini sayamadığım tüm hemşirelere ayrıca tüm sağlık personellerine ve Ülkemizdeki Covid-19 salgınıyla ve diğer hastalıklarla büyük bir özveri ile mücadele eden hekimlerimize, hemşirelerimize ve sağlık çalışanlarımıza sonsuz şükranlarımı sunarım.

    SULTAN GÖREN

  • COVİD – 19

    Nisan ayında öldürülen 20 kadının 4’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilemedi. 2’si evli oldukları erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 7’si tanıdık biri, 2’si oğlu, 1’i babası ve 1’i de tanımadığı biri tarafından öldürüldü.

    Son bir hafta da Ayşegül Aktürk,, Nargül Yıldız ,Carmen Florentina Aydoğan ,Hatice çelik maalesef kadın cinayetleri olarak haberlere yansıdı.

    Peki şiddettin önlenebilmesi için neler yapılabilir?

    Evinden uzaklaştırma cezası alıp cinayete meyil eden  erkekler için ne yapılabilir?

    Erkeklerden önce biz kadınlar neler yapıyoruz?

    Milletvekili, Bakan kadınlarımız neler yapıyor?

     

    Ankara’da, kadına karşı şiddet durumunda “Mor Buton” ile yardım talep edilebilecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesapları üzerinden aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarının bildirilmesi amacıyla Başkent Mobil uygulamasına Mor Buton özelliğinin eklendiğini duyurdu.

    Hükümetimiz başta olmak üzere, Belediyeler ve STK ‘lar bu konu da bence birçok şey yapabilirler. Öncellikle yasaların düzenlenmesi ve en önemlisi toplumun bu konuda eğitilmesi şart!

    Kadın cinayetlerinde dikkat çeken bir diğer husus birlikte yaşayan, nikahlı olmayan kadınlarımız. Nikahsız yaşamak ölüm sebebi değil, öldürülmekten de korumaz  ama bir kadın olarak önce kendi hak ve hukukumuzu korumak açısından gerekli diye düşünüyorum.

    Kadın olsun erkek olsun toplumda her türlü şiddetin önlenmesi için EĞİTİM şart ve cezaların daha etkili olması için yasalar da değişiklik önemli.

    Şiddetin olmadığı sağlıklı günler diliyorum herkese

  • HÜZÜN İLE UMUDUN BAYRAMI

    Camilere gidilmeden, sevdiklerimizle bir arada olamadan geçirdiğimiz bu günlerde bazı şeylerin aslında ne kadar kıymetli olduğunu anladık. En yakın akrabamızla bile iftar yemeği yemek, hayatımızın en lüksleri arasına girdi.
    Sosyal olarak farklı bir Ramazan Ayı yaşarken, siyasi ve ekonomik gündemin yoğun olduğu bir dönem geçirdik .Neredeyse her gün farklı bir haber gündeme oturdu. Salgın,sokağa çıkma yasağı günlerinde; cinayet,kavga, ve trafik kazaları haberleri yerini dolandırıcılık, yasaklı günlerde kesilen cezalar, covid-19 dan ölen-iyileşen sayıları ve eğitim-öğretim haberleri aldı. Her gün yeni ve farklı bir haberle uyandığımız Ramazan Ayını bitirip hüzünlü ve yalnız bir bayramı karşılıyoruz.
    Aslında geçmiş bayramların kıymetini bilemedik. 9 günlük bayram tatillerinde soluğu deniz kenarında otellerde aldık. Çocuklarımızı büyüklerimizi ziyaret etmenin,bayramda verilen mendilin,harçlığın hissettirdiği güzel duyguları yaşatmadan büyüttük.Memleket manzaralı çiçekli kartpostallarımızın yerini Whatsapp hazır resimli mesajları göndermeyi yeğledik.Neydi o eski bayramlar sitemi bu bayram gerçekten yerini büyük bir hüzne bırakacak.Salgının Ülkemiz de başladığı günden beridir ailesini,çocuklarını sevdiklerini aylardır göremeyenler,bayramı evinde yalnız geçirenler,yakınlarını salgından ve diğer sebeplerden dolayı kaybedenler ve daha birçok olumsuz yaşanmışlıklarla hayatımızın belki de en hüzünlü günlerini yaşamış olacağız.Yinede bir umut var içimizde.Bir daha ki bayramlarda bir arada olacağız.
    Baklava börek ikramları, çocukların şeker toplaması , sevdiklerimizin bir arada olması umuduyla “yeter ki sağlık olsun buda geçer” dediğimiz bu günlerin geçmesi dileğiyle herkesin bayramını kutlar, tüm insanlara sağlık,huzur ve barış dolu günler dilerim.

  • PANDEMİ DE SOSYAL MEDYA

    Her akşam haberlerde artan vaka sayılarını görünce endişelerimiz artmaya devam etti.Toplumun büyük bir kesimi korkuyla ve sağduyuyla kurallara uyarken ,belli bir kesim de umursamaz davranmaya devam etti.

    Evde kalanlar, çalışmaya devam edenler derken bu süreçte bence en sıkıntılı kesim çocuklar oldu.Sıkıntıya sebep olan çocuklar değil onların içinde bulundukları durum.Hepsi evlerine hapsoldu.Okullarından,sosyal hayatlarından uzak kaldılar.Biz yetişkinlerin bile ilk kez karşılaşıp aksiyon filmine benzettiğimiz bu durumu, çocuklar daha sakin karşıladılar ve yetişkinlere göre daha uyumlu davranıyorlar.Bir anda değişen hayatımızda sosyal medya kullanımız bir hayli arttı. Eskisi gibi gezdiğimiz yerleri paylaşamasak bile evde yaptığımız ekmekler,tatlılar börekler derken sosyal medya yemek tarifleri sitesine döndü.Birde en çok ölüm haberleri yer aldı.Anında coronodan öldü,kalpten öldü paylaşımları epey dolaştı.Bu süreçte bence paylaşılan ve insanı gerçekten covid-19 gündeminden uzaklaştıran en güzel gün Anneler günü oldu.Sayfa sayfa annelerimizi,çocuklarımız paylaştık.Sosyal medyaya bir güzellik bir canlılık geldi.Son zamanlarda yemek-börek ve ölüm haberlerinden bir hayli sıkılmışken üstüne de 65 yaş a getirilen sınırlı sokağa çıkma izni keyifli bir gün geçirmemize sebep oldu.

    Bu sürecin en sıkıntılı tarafı bilinçsizce yapılan siyasi söylemler oldu. Vaka sayıları gizleniyor,ölüm sayıları gizleniyor gibi ortalıkta dolaşan asılsız birçok video yazı dolaştı.Varsayım üzerinden gidecek olursak; diyelim ki gizleniyor gerçeği söyleyince ne değişecek daha mı az sokağa çıkacaksınız?Kurallara daha mı çok uyacaksınız?Bunu söyleyenler in amacı toplumda psikolojik olarak insanların kaygısı arttırıp güvensizlik yaratmak mı , yoksa insanların kaygısından zevk almak mı?

    Ayrıca öğretmenle ver imamlar için ”Vefa grubunun yaptığı işi polis ,jandarma değil ; imam ve öğretmenler yapsın” diyerek toplumun özellikle önde gelen iş insanları başta olmak üzere sosyal medyada paylaşım ve yorumlar yapıldı.

    Diyanet görevlileri, öğretmenler,memurlar ve STK gönüllüleri Vefa Sosyal Destek Gruplarında gönüllü çalışmaktadırlar.

    İmamlar ve öğretmenler konusunda ki bu tür boş oturuyorlar yan gelip yatıp maaş alıyorlar ifadeleri bu meslekleri itibarsızlaştırmaktır. Bu dönemde elbette ki sağlık çalışanlarımızın hakkını ödeyemeyiz ama şunu unutmamak gerekir ki her meslek kutsaldır. Çocuklarımız için çırpınan öğretmenlerimiz okulların kapalı olduğu bu günlerde gerek online programlar üzerinden gerek sosyal medya üzerinden eğitim öğretime devam etmeye çalışmaktadırlar.

    Başta sağlığın olduğu, saygı ve sevginin eşlik ettiği huzurlu günler diliyorum.

  • DÜNDEN BUGÜNE,

    Günümüz de dilimize dolanan bu kelimeler aslında kişiye göre değişir. Neye göre eşitiz, neye göre hakkımızı alıyoruz. Eğitim de fırsat eşitliği,sağlıkta eşit hizmet gibi… 

    2006 yılında Emekli sandığı-SSK birleştirilmeden önce sağlıkta eşitlikten bahsetmek mümkün değildi. 

    1950 yılında faaliyete geçen Emekli Sandığı Kurumu memurların ilaç ve tedavi giderlerini karşılamaktaydı. Peki, neydi Emekli sandığı ve SSK farklılıkları? 

    SSK hastanelerine giden vatandaşlar iyi hatırlar, o yıllarda sabah ezanından önce hastaneye gidilirdi.Çocukken hastalandığımda , Annem ile  doktorun gelmesini beklerken Babam reçeteyi vermek için  eczane sırasına  girmişti. Muayeneden çıkıp ; vezne kuyruğuna girmiştik, Babamın verdiği reçetedeki ilaçları alıp ücretini ödeyecektik.Eğer şansımız varsa kuyruk hızlı  ilerler öğleden önce eve dönerdik yoksa da öğlen arasını  hastanedeki kalabalıkta sıramızı kapmasınlar diye  beklerdik.Velhasıl tam bir ekip çalışmasıyla muayene olup ve ilaç  alıp  dönerdik.Tabii bu sıradan bir muayene için.Hastalığınız ile ilgili tahlil,röntgen gibi tetkikler varsa bu bazen aylar sürebilirdi.Hatta o arada ya ölürdünüz  ya da  uzun bir süre  sonrasına  verilen ultrason randevusunu beklemeyen kistiniz  patlar  ameliyata alırdınız. 

    Dişiniz çürüdüyse sadece SSK  Hastanesinin diş  bölümünde dolgu yaptırırdınız. Öyle Üniversitelerin diş hekimliklerine falan direk gidemezdiniz ama Emekli sandığı memurları gider ve yol harcırahlarını da kurumundan alırdı.Bunun gibi bir çok hastalığın tedavisinde sizi eğer Sigorta hastanesi sevk etmezse farklı bir hastanede tedavi olamazdınız.Kanser hastası yakını olanlar iyi bilir.Tıp Fakültesinde kemoterapi  için her defasında SSK  Hastanesinden sevk ettirirlerdi.  

    Bu yaşananlara birçokları eklenebilir. O günden bugüne teknolojinin gelişmesi ve uygulanan politikalarla Sağlıkta Türkiye çok büyük gelişmelere imza attı. Artık ne ilaç kuyrukları kaldı ne de aylar sonrasına  ultrason,tomografi . 

    Günümüzde herkes eşit  imkânlara sahip. İstediğimiz hastanede istediğimiz kliniklerde tedavi olabiliyoruz. Bazı eksiklikler, sıkıntılar olsa bile gecenin bir yarısı beklediğimiz kuyruklar, sayfaları bittiği için hastaneye gidemediğimiz sağlık karneler i artık yok. 

    Öyle ki Türkiye şuan Covid-19 salgınında uyguladığı tedavi ve aldığı önlemlerle dünyada en başarılı ülke oldu. Küresel  salgında bu süreci kontrollü iyi bir şekilde yönetiyor. Biz vatandaşlara düşen görev ise  Bakanlıklarımızın  uyarılarını dikkate almak. Bu sadece bir sağlık mücadelesi değildir, bunun hepimiz farkındayız. 

    Özellikle sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere bu mücadelede ülkemize katkı sağlayan herkese sonsuz teşekkürler.